Perşembe, Haziran 29, 2006

İstanbul'da son gün...
Evdeki çöpler,direk belediyenin çöp arabasını dolduracak herhalde,balkondan aşağı sallamak gerek!
Buzdolabında daha tüketilmemiş 3 adet bira ve güzel bir kırmızı şarap var,sabaha kadar içip bitirsem mi,boşa gitmesin(?!)
Bavul toplamak dünyanın en zor işi,her şeyin bir uzmanı var artık,neden bavul uzmanı yok ki,şöyle evlere servis olsa,sen otursan köşede,o eşyalarını bavula özenle yerleştirse,hiç yer kaplamasa,böylece daha çok eşya alsa,ayakkabılar yamulmasa,parfümler şişelerinden akıp bütün bavulu kokuya boğmasa falan filan...
Faturalar tatilde kendi kendine yatsa,otomatik ödeme talimatı hiç bitmese/malesef bankamız değişti/
Evin elemanı evde yokken,odalar pencereler açılmadan kendi kendine havalansa,biriken tozlar her 5 saatte bir kendini imha etse....
Neyse hayal etmesi de güzel,Olympos bekle,birileri hamağında sallanmaya,kumsalında uyumaya geliyor,tabi hala halk plajı olmamışsan...

Çarşamba, Haziran 28, 2006

2 gün sonra tatile gidiyorum;streslerimi(-ler?) toplu olarak Akdeniz sularına bırakıp onları bir diğer seneye kadar oraya hapsedeceğim.Nasılsa her yaz çekiyorum bunu,baharın gelmesini birçok insan bekler,yazın gelmesini daha çok,ben daha çok onun gelmesini beklediğim için mevsimleri kıskandırmıyorum,yaz-kış ne zaman isterse gelsin,nasılsa karman çorman olmuş bir çoban salatası her zaman yenmeye hazır.Hiç de kokmaz,bozulmaz merak etmesin...
İnsan en çok doğduğu ayın içinde bulunduğu mevsimi seviyor herhalde(diyeceğim ama bu pek tutmuyor kendim dışında,öznesinin ben olduğum bir cümle ile ilgili genelleme yapabilirim herhalde,neyse canım,kendimi sevmeyi yeni öğreniyorum)
Sonbahar,yani hazan-hüzünle kafiyeli;yani ahenkli,hem hareketli hem de durgun,
Yaz için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim;
YAZ: M.Mungan'ın dizelerinden daha fazlası var,"yazın bittiği her yerde" itinayla BEKLENİR...
HAYAT KURTLANMIŞ ARINMALARLA ONARILIR;ANCAK BİLEKLERDEKİ KESİKLER İÇİN DİKİŞ İPLİĞİ YERİNE SEVDİĞİNİZİN BİR SAÇ TELİ LAZIMDIR...

TARİH KİTAPLARI YAZMAZ AŞK SAVAŞLARINI...

(KİSKENDER)

Pazartesi, Haziran 26, 2006

Yazın okunacak kitaplar listesi hazırlamayı düşündüm,sonra vazgeçtim;çünkü tatil dönüşü listeye bakıp kendimden nefret ediyorum,okuması tasarlanan,listeye yazılan kitaplarla uzaktan yakından ilgisi olmayan kitaplarla sahilde şezlong üzerinde oyalanıp duruyorum,bir de sudoku çıktı başımıza,tamam artık,biraz beyin egzersizinin zarardan çok faydası olur diye düşünüyorum.E tabi ona buna kokoloji de yapmak lazım.
Yeni Türkçe müfradatına hakim olmak,seneye 6. sınıflara yeni programı uygulamak lazım,bunun için programı okumak lazım,e önce netten indirmek lazım,ekşi sözlükten ekşimeden vazgeçmek lazım...Lazım da lazım:lazımlık!

Perşembe, Haziran 22, 2006

İnsan hiç şifresini unutur mu a dostlar?
Yıllar yılı hafızama çok güvenir(d)im,
Artık küfrediyorum...

Pazartesi, Haziran 05, 2006

En mutlu zamanlarımı düşünüp mutlu olmaya çalışıyorum,ben en çok ne zaman mutlu olmuştum?Neye sevinmiştim? Evet hatırlıyorum,bir mektup almıştım elime,açmak için yırtmaya kıyamadan,elimde evirip çevirip baktığım zarfı narin narin nazikçe açmaya uğraşarak içinde yazılanları tahmin etmeye çalışmıştım,dünyanın en çirkin rengi olan sarı bir sayfaya yazılmıştı mektup,gazlı kalemle-keçeli kalem yahut,o öyle diyordu ona..
Sonra bir tane daha,bir tane daha...Sonra bir mektup kutusu yaptım ben,sadece o mektuplara özel bir kutu,sanki içine başkasına ait bir mektup koyunca yangın alarmı çalacakmış gibi,gizli bir antlaşma yapılmış gibi...Başka bir şey koyamadım içine kutunun,tıpkı şimdi içine başkasını sığdıramadığım kalpciğim gibi...
Çok güzel şarkılar var,insanlar ne de güzel şeyler üretiyorlar,ya da zaten üretilmiş bir şeyi ne de güzel kullanabiliyorlar.Ben öldükten sonra en çok içimde kalacak olan şey,benden sonraki şarkıları dinleyememek,bari yattığımız yerden müzik yayını yapsalardı,kulaklıkla falan dinlerdik :))
Müzik dedik de tekrar keman almaya karar verdim,bu sefer öyle tahtaya gerilmiş 4 tel istemiyorum,şöyle güzel Çekoslavak yapımı bii şeyler olabilir,susturucu da takmayacağım,inlesin apartman.Hep onlar ses çıkaracak değil ya,gecenin 4'ünde "yanlışlıkla" zilim çalınınca ben de zıplıyorum tabi,ya yeni dalmış oluyorum zaten,ya da rüya görmüş oluyorum,Allaaaam,rüyamda da tam beni öpüyodu,kahretsin,alın size,alın size,distortion taktırayım da ciuww ciuovw diye inlesin yer gök...
Yarın çok enerjik olmalıyım,dolayısıyla ben gidiyorum,bakalım bööle nereye kadar??

Perşembe, Haziran 01, 2006

Ya varoluş ya da kayboluş,ne de güzel tanımlanmış,hadi bilin bakalım neyin tanımı olabilir bu(bu da benden):ya siyahtır ya beyaz,ya kararır ya da hep parıldar,ya uzaktır ya vıcık vıcık,ya süründürür ya uçurur,ya boğulursun ya da nefes alırsın derince,ya karbonhidrat ya vitamin ya da proteindir yeri geldiğinde,kilo da aldırabilir,kemiğe de çevirir,karnını ağrıtır,mide ilacı gibidir aynı zamanda,aslında her şeyin ilacıdır,yani hem zehir hem panzehirdir bir nevi,içmeye kıyamaz,lıkır lıkır da götürürsün,sarhoş eder,ayık bırakır,uyutmaz,horlatır,güldürür,tebessüm ettirir,kahkaha attırır,feryat ettirir,isyan çıkartır,kafa tutar,boyun eğer,ya başlar ya da biter,hiçbir şey normal seyrinde devam etmez,devinimdir,sabit fikirlidir,açıktır,sıcacıktır,
pas vermez,ilgisi boğar,ağlayasın gelir,malak malak güldürür,topukların yerden kesilir ya da topuklarına sıkar,sıkılır-heveslenir...
"Ya benimsin ya kara toprağın" der,
"Sen mutlu ol yeter" der,
"Allah belanı versin" der,
"İyi ki varsın" der,
"Özledim" der;
Gelmez,bekletir,bekleyemez,
"Nerdeydin?" der,
"Umrumda değilsin" der,
"Seni bir daha ne zaman göreceğim?" der,bir daha görmek istemez;
Hem acizdir hem de güçlü,
Hem tutkuludur hem bezgin
Hem bezdirir,hem de umut verir
Bu nedir?....
Hala bulamadınız mı?
O zaman varolmuş bir yokoluşsunuz...