Kış geldi diyorum ama hala ağaçlarda eylül sarılığında yapraklar,tamam hala sonbaharı yaşıyor inatla bu ilçe diyorum ama hayır; hıçkıran bir yağmur,dolapta bana hınzırca gülümseyen,kaşındıran yün fanila...Ben bu mevsimden bir şey anlamadım,daha yeni yerimden,yeni okulumdan,yeni çevremden de pek bir şey anlamadım.Artık yazmıyorum,bangır bangır müzik dinlemiyorum,annemi üzüp sonra pişman olmuyorum;çünkü artık annemle daha iyi iletişim kurabiliyorum;galiba büyüyorum...
Burda çok değişik otlar var,İstanbul'da salatalık buruş buruş,maydanoz-brokoli sapsarı olurdu,süpermarketin sepetinde kalan kırıntılarla idare etmek zorunda kalırdım çoğu zaman,burda köylüler bahçelerindeki her türlü-bizim yenmez gözüyle baktığımız- otu pazarda satıyor,biz de cüzzi bir fiyat karşılığı taptaze mideye indiriyoruz,geçen gün nette bir araştırma yapayım dedim,bu otların isimlerini yazdım,neye yararlı-nasıl yapılır? diye; zaten meşhurmuş buralarda,bildiğimiz deniz börülcesi Ege'ye aitmiş zaten,iğnelik-turp otu, ebegümeci (burda gömeç diyorlar) gibi otları da süper,bunları kavurup pırasa falan ıspanak ekleyip gözlemenin arasına koyuyorlar,yanına da lor peynir,nefis bir karışımmmm,bir de yufkayı yağlayıp sıcak sıcak vermiyorlar mı insanın eline....
Evet,tahminler üzerine kilo da aldım zaten,fitness de işe yaradı,damacanayı daha kolay kaldırıp mutfağa taşıyabiliyorum,bu sefer inatla sene sonuna kadar götüreceğim "spor etkinlikleri"mi...
Buraların en çekilir,katlanılır yanı yemekleri...Yabancılık sen nereye gidersen git peşinden geliyor,sana ait olanlar seninle olsa da...Bazen artık burdaki tek arkadaşımla yani kendimle bile konuşmaktan sıkılıyorum.Sıkılmaktan da sıkılıyor,sıkılmayı sıkıcı buluyorum.Ve "sıkı" duruyorum...

İnsan çok mutluyken yazamıyor ya da çok üzgünken,kafası meşgulken vs..bir şeylerin olması lazım,bir şeylerin değişmesi lazım hayatında,mesela benim soyadım 2 tane artık:)
Aile sıra no'm bile değişti...Bu değişiklikleri daha sonra ayrıntılı ele alacağım,şimdilik deneme sürüşü,elim açılsın...