Pazartesi, Mayıs 07, 2007

kederİST
Kendimi anlatmak derdinde değilim,tek istediğim biraz rahatlamak...
Sadece kendimi utandırıyorum belki,rahatlayamıyorum.Boğazımda bir yumru var,hiç aşağı inmeyen,kendimiz miyiz hiç anlatamadığımız;yoksa kelimeler mi düşman oldu?
Kendimi seyrediyorum aynada,göremiyorum,göz göze gelemiyorum kendimle.
Tüm yazılanlar uzay boşluğunda,bir balon gibi,her an patlamaya hazır heceler.
İçimle konuşmak derdinde değilim;tek isteğim haykırmak...
Sadece oyalıyorum biraz kendimi,bu şehir daha kaç kilometre gider? Kaç tünel var içine girilmeyen?Kaç basamaklık yolumuz,bitmeyen merdivenleri tırmanıyoruz.
Bulutlar başımın üstünden hızla geçerken düşüncelerimi yarıştırıyorum onlarla,hangisi daha hızlı gidiyor?
Kendimi kandırmak istemiyorum bu isli gökyüzüyle,
pis,karanlık,büyük sokaklarla,
Sadece dört duvara özgürlüğüm,tek hükmüm sıvası çıkmış duvara...
Burası gerçek mi? İçimdeki şehrin hayalini mi yaşıyoruz tüm figüranlarla birlikte?
Yalan bir şehrin sokaklarında mı yürüyoruz?
Kendimi utandırıyorum şimdi,bir şehrin aslında ne kadar da küçük olduğunu gördüğüm için.Bir balon gibi,patlamaya hazır şimdi tüm şehir,içindekileri de yanında götürerek.
Bir şehre roman yazılır,şiir de.Ama şimdi tüm kederİST'ler,kederİZM oldu,hiç okunmayacak bir şiire başlıyor şimdi ellerim.Varlığından habersiz bu şehir,kendi romanını yazıyor.
Aynı benim yaptığım gibi,kendinden habersiz; aynalarda gülümseyen kederimi görmeye çalışıyorum;bu şehrin koca yalnızlığını paylaşıyorum.
Tek istediğim biraz rahatlamak,bu isli,pis,karanlık gökyüzüyle...

Hiç yorum yok: